YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA TAPU TAHSİS BELGELİ TAŞINMAZA İLİŞKİN KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
TAPU TAHSİS BELGESİNİN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Tapu tahsis belgesi, mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanımı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan zilyetlik belgesidir. Y.HGK., 04.12.1996 T., 1996/14-763 E., 1996/864 K.:“(…)tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi değil yalnızca fiili kullanmayı belirleyen zilyetlik belgesidir. İlgilisine ancak kişisel hak sağlayabilir ve salt tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin tahsis edilen adına tescilini sağlayamaz. Somut olayda tahsis belgesinin yerindeliği idari yargıdan da geçmek suretiyle kesinleşmişse de genelde idarece koşullarının gerçekleşmediği saptandığında iptal edilebilir. Anılan belge ancak bunu veren idarece taşınmazın bulunduğu yörede imar İslah çalışmalarının başlaması halinde ilgilisine tapu verilmesi vaadini taşıyabilir.”
Nitekim, bu durum tapu tahsis belgesinin hukuki niteliğine ilişkin referans niteliğindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararıyla da saptanmıştır. Dolayısıyla tapu tahsis belgesi ilgilisi mülkiyet hak ve yetkilerine sahip değildir.
KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMELERİ ÖZELİNDE DURUM:
Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri arsa sahibi ve yüklenici olmak üzere iki taraftan oluşan karma tipli sözleşmelerdir. Sözleşme, arsa sahibinin mülkiyetindeki arsada inşaat yapımını konu edinmekte olup arsa sahibi tarafın tapu tahsis belgesi sahibi olduğu durumların kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerliliğine etkisi Yargıtay kararları çerçevesinde değerlendirilecektir.
A- YARGITAY’IN TAPU TAHSİS BELGELİ TAŞINMAZA İLİŞKİN KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZLİĞİNE HÜKMETTİĞİ KARARLAR:
Yargıtay 15. HD., E. 2008/7698 K. 2009/6568 T. 04.12.2009
TALEP:
Davacı tarafından açılan ve birleştirilerek görülen davalarda davacı ile davalı K1 arasında imzalanan sözleşme ile Şişli A1 Mahallesi 2300 ada 41 parselde kain arsa üzerinde inşaat yapılması konusunda anlaşıldığını, davalı K1 ’in işi yarım bıraktığını, bu davalının sattığı diğer kişilerce inşaatın tamamlanıp oturulduğunu ileri sürerek sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ve davalıların müdehalelerinin men’ine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
KARAR:
Dava konusu edilen 41 nolu parsel tapuda hazine adına kayıtlıdır. Davacıya bu yer için tapu tahsis belgesi verilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.12.1996 gün ve 1996/14-763 E. 1996/864 K. SayılI ilâmında da belirtildiği üzere tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi değil, yalnızca fiili kullanmayı belirleyen zilyetlik belgesidir. İlgilisine ancak kişisel hak sağlayabilir ve salt bu belgenin varlığı tahsis olunan yerin tahsis edilen adına tescilini sağlayamaz. Dolayısıyla tapu tahsis belgesi bir arsa üzerinde kat karşılığı inşaat yapma hakkını tanımaz. Bu belgeye dayanılarak inşaat ruhsatı alma ve inşaat yapma imkânı hukuken mevcut değildir. Böyle bir sözleşme yok hükmünde olup geçersizdir.
Yargıtay 15. HD., E. 2008/5199 K. 2009/285 T. 23.01.2009
TALEP:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacılar arsa sahibi, davalı yüklenicidir. Yanlar arasındaki 20.11.1998 tarihli asıl ve 28.01.1999 tarihli ek sözleşmeler noterden re’sen düzenlenmiş olup, uyuşmazlık konusu değildir.
Davacılar bu dava ile, sözleşme uyarınca kendilerine isabet eden 5 adet bağımsız bölümün, sözleşmede belirtilen sürede teslim edilmemesi nedeniyle gecikme (kira) tazminatının tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
KARAR:
Davacıların kira tazminatı talep ettikleri dairelerin bulunduğu inşaatın yapıldığı arsada, davacılar mülkiyet hakkına sahip değillerdir. Tapu tahsis belgesi ise bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen zilyetlik belgesidir. Davacılar murisi adına olan tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmadığından, bu belgeye dayanılarak, o arsa üzerinde yüklenicinin ruhsat alıp inşaat yapması yasal olarak mümkün değildir.Bu nedenlerle sözleşme geçersiz olup, davacıların geçersiz sözleşmeye dayanarak kira tazminatı talep etmeleri mümkün olmadığından, açılan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
TALEP:
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve yapılmakta olan inşaatın durdurulması istemlerine ilişkindir.
KARAR:
Somut olayda, dava konusu inşaatın yapıldığı arsada, taraflar, mülkiyet hakkına sahip değillerdir. Davacılar ile davalılardan Hakan’ın murisleri adına olan tapu tahsis belgesi, bir mülkiyet belgesi olmadığından, bu belgeye dayanılarak, o arsa üzerinde tarafların, ruhsat alıp bir inşaat yapmaları -yasal olarak mümkün değildir. Davacıların kaçak olan bu inşaatın durdurulmasını ve mirasçılardan Hakan’ın muris adına yapmış olduğu zaten bir sonuç doğurmayan sözleşmenin geçersizliğinin tesbitini isteme hakları vardır. Davacıların, sonuç doğurmayacak sözleşmenin geçersizliğinin tesbiti ve kaçak inşaatın durdurulması istemlerinin kabulü gerekirken, reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
DEĞERLENDİRME:
Alıntılanan Yargıtay kararlarında, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahibi tarafı tapu tahsis belgesine sahiptir. Uyuşmazlıkların ortak noktası, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin, gereği gibi ifa edilmemesi üzerine yargıya taşınmış olmasıdır. Yargıtay, taraflar arasındaki ihtilafın esasına girmeden evvel arsa sahibinin mülkiyet durumunu değerlendirip tapu tahsis belgesinin mülkiyet belgesi olmadığı gerekçesiyle ilk etapta sözleşmenin geçersizliğine hükmetmiştir. Alıntılanan, kararlarda sözleşme tapu tahsis belgeli taşınmaza ilişkin akdedilmiş olup sözleşme sürecinde de tapu tahsis belgesinin ilgili idari müracaatlar ile yaygın kullanımıyla ‘tapuya dönüştürülme’ işlemleri yapılmamıştır. Sözleşmenin ifasıyla ilgili uyuşmazlıklar yargıya taşındığı hallerde de mülkiyet durumu Yargıtay tarafından değerlendirilip tapu tahsis belgesinin mülkiyet belgesi olmadığından bahisle sözleşmelerin geçersizliği tespit edilmiştir.
B- YARGITAY’IN TAPU TAHSİS BELGELİ TAŞINMAZA İLİŞKİN KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZLİĞİNE HÜKMETMEDİĞİ KARARLAR:
Yargıtay 23. HD., E. 2013/526 K. 2013/2474 T. 16.04.2013
TALEP:
Davacı vekili,yüklenicinin, hileli işlemlerle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde gerekmediği halde taşınmazın tapusunu da aldığını ileri sürerek, müvekkile ait payın tapusunun iptali ile tesciline karar verilmesini talep etmiş, Davalı vekili, davaya konu taşınmazın davacının murisinin işgalinde olduğunu, belediyece yapılan ihale sonucu mirasçılara ihale edildiğini ve ihale bedelinin müvekkilince ödendiğini, bitişikteki parselle tevhit sonrası sözlü şekilde yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşaata başlandığını buna göre arsa maliklerine 4 daire verileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
KARAR:
Davacı ve müdahillerin murisinin, üzerinde binanın yapıldığı 7 nolu parselin arazi tahsis belgesi
sahibi olduğu ve parselin Belediyece yapılan ihale sonucu anılan kişilerce satın alındığı, parselin bilahare, davacı ve müdahillerce dava dışı kişiye verilen vekaletnamelerin kullanılması suretiyle tapuda yüklenici adına devir edildiği ve daha sonra taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulduğu anlaşılmaktadır…Öncelikle, binanın inşa edildiği arsaya sağladıkları katkı oranı dikkate alınarak yukarıda belirtilen %60 ve %40 lık paylaşım oranına göre, bağımsız bölümlerin mevkii, konumu, değerleri ile tevhit edilen diğer parsel üzerinde hangi hukuki ilişkiye göre inşaat yapıldığı da dikkate alınmak suretiyle bu paylaşım oranını sağlayacak şekilde hangi bağımsız bölümlerin yükleniciye, hangi bağımsız bölümlerin ise arsa sahiplerine ait olacağının mahallinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi aracılığıyla belirlenmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek esas itibariyle yüklenicinin devrini benimsediği bağımsız bölümlerle bağlı kalınarak ve görüşüne başvurulan bilirkişi raporundan ayrılma nedenleri de gösterilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
23. HD., E. 2017/3131 K. 2018/540 T. 26.2.2018
TALEP:
Asıl davada davacılar-karşı davada davalılar vekili, müvekkilleri arsa sahipleri ile davalı yüklenci arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede paylaşımın yarı yarıya olmasına rağmen davalının 103.40 m² fazla arsa payı aldığını, dairelerin süresinde teslim edilmediğini ve eksik imalâtların bulunduğunu ileri sürerek, eksik imalâtların, fazla arsa payı bedelinin (arsa payınınn müvekkillerine verilmesi talebinin kabul edilmemesi halinde), projeye aykırılıkların giderilmesi için gereken bedelin, kat mülkiyetine geçiş işlemlerinin bedelinin ve geç teslim nedeniyle sözleşmenin 5. maddesindeki cezai şart bedelinin tespiti ile şimdilik 500,00’er TL olmak üzere toplam 2.500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, Asıl davada davalı, arsanın tapu tahsis belgesinin alınabilmesi için gereken 118.320,00 TL’yi arsa sahipleri yerine müvekkilinin ödediğini, buna ilişkin talep haklarının saklı olduğunu, kat mülkiyeti ve iskân belgesi alınması işlemlerinin henüz devam ettiğini, buna ilişkin davacıların bir zararı olmadan talepte bulunmalarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, ayrıca mimari projeye aykırılığın bulunmadığını savunarak asıl davanın reddini istemiş
KARAR:
Davacı yüklenicinin yaptığı ödemeleri rızası ile yaptığı ve şarta bağlamadığı, bu nedenle geri isteyemeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile davacı … Yönünden 141.749 TL, davacı … yönünden 52.359 TL olmak üzere toplam 194.108 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline..Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin, asıl davaya ilişkin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları ile karşı davaya ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. (Yargıtay ilk derece mahkemesi kararının bu kısmını bozmamıştır.)
Yargıtay 15. HD., E. 2011/7525 K. 2012/7157 T. 15.11.2012
TALEP:
Davacılarla davalı arasında, … 16. Noterliği’nce 12.10.1998 tarihli, 41678 yevmiye numaralı ve
“Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” başlıklı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Davacılar … ve … arsa sahibi; davalı … ise yüklenicidir. Davalı, davacıların 25.10.1985 tarihli “Tapu Tahsis Belgesi” ile müşterek zilyet oldukları, … Köyü, … Mahallesinde bulunan 35 pafta ve 2376 parselin 285 m2 yüzölçümlü kısmına sözleşmedeki koşullarla inşaat yapımını ve ruhsat tarihinden itibaren 20 ay içinde inşaatın tamamlanmasını.. teslimini yüklenmiştir.Davacılar, ayrı ayrı açmış oldukları davalarında; kademeli olarak, yüklenicinin ediminin öncelikle aynen ifasıyla davacılara verilmesi gereken bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptâliyle davacılar adına tesciline olmadığı taktirde ise bedellerinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmesini istemişlerdir.
KARAR:
Bilindiği üzere, “tapu tahsis belgesi” ayni hak sağlayan belge olmayıp, tahsis olunan taşınmazın
zilyetlerini gösterir. Bu sebeple, tapu tahsis belgesinin konusu olan taşınmaza inşaat yapılması objektif olarak imkânsız olabilir. Ancak, bazı hallerde objektif imkânsızlık geçici olabilir. Somut olayda da; geçici objektif imkânsızlık, sözleşmenin yapıldığı tarihte vardır. Buna karşın taraflar, aralarındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden dönmemişlerdir. Dosya kapsamındaki tapu kayıtları ile tesis ve temliklere ilişkin belgeler incelendiğinde; sözleşme konusu taşınmazın, 260 m2 yüzölçümlü, 482 ada ve 19 parsel numaralı olarak 16.11.1998 tarihinde 690/1301 payı, Kağıthane Belediyesi; 611/1301 payı da Hazine adına olmak üzere müşterek mülkiyet şeklinde tapuya tescil olunduğu anlaşılmaktadır. Davalı, 18.08.2005 tarihinde 611/1301 oranındaki Hazine payını kayden satın almıştır. Kağıthane Belediyesi’nin 690/1301 oranındaki payı ise, davacıların her birine 345/1301 pay olmak üzere 31.08.2005 tarihinde “tahsis” edilmiş ve davacılar adına pay kayıtları oluşturulmuştur. Böylece, davalı davacılarla birlikte müşterek mülkiyet şeklinde taşınmaza malik olduğu halde; yüklenici olarak yüklendiği edimin ifasındaki geçici imkânsızlık da ortadan kalkmıştır.
DEĞERLENDİRME:
Alıntılanan kararlar tapu tahsis belgeli taşınmazın konu olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin, taraflarca sözleşmeye aykırılık nedeniyle yargıya taşındığı durumlara ilişkindir. Bahse konu kararlarda sözleşme kuruluş aşamasındayken sözleşmeye konu taşınmaz tapu tahsis belgesi ile arsa sahiplerinin kullanımındadır. Ancak sözleşmeye istinaden tapu tahsis belgesi ya masrafı yüklenici tarafından karşılanmak suretiyle ya da yükleniciye vekalet verilmek suretiyle idari müracaatlar neticesinde tapu belgesine dönüştürülmüştür. Tapu tahsis belgesine dayalı olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmesiyle oluşan ‘objektif imkansızlık’, taraflarca giderilmiştir. Dolayısıyla, Yargıtay alıntılanan kararlarda sözleşmenin geçersizliğine ilişkin bir hükme varmadan taraflar arasındaki sözleşmesel edim yükümlülüklerine ilişkin değerlendirmelere girişmiştir.
BEYOĞLU 39. NOTERLİĞİ, 23.11.2017 TARİHLİ, 17381 YEVMİYE NOLU KAT KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Bahse konu sözleşme tapu tahsis belgesi ile arsa sahiplerinin kullanımına tahsis edilmiş taşınmazda inşaat yapımını konu edinmektedir. Sözleşmenin ilgili hükümleri tarafımızca alıntılanmıştır.
Sözleşmenin 4.3. Maddesi: Taşınmaz sahibi, belediye, tapu ve kadastro vb. Resmi dairelerde tüm mimari, statik elektrik, tesisat vb. projelerin tasdiki ve tadili, ruhsat alınması, kat irtifakı kurulması işlemlerinde kullanılmak üzere yükleniciye veya göstereceği yetkililere süresiz olarak vekaletname verecektir.
Sözleşmenin 5.3. Maddesi: Taşınmaz sahibi, işbu sözleşme hükümleri uyarınca tevhit işleminin tamamlanmasını takip eden 10 iş günü içerisinde paylaşım esasları dahilinde yükleniciye düşen %60 hissenin tamamını tapuda yükleniciye devredecektir….İşbu devir işlemi ile ilgili masraf, vergi, harç vs. tapu tahsis bedeli ile tapu tahsis ve zilyetlik hakkının tapuya dönüştürülmesine ilişkin masraflar yükleniciye ait olacaktır.
Sözleşmenin 6.1. Maddesi: Yüklenici 2. Maddede yer aldığı şekilde tüm şartların gerçekleşmesini ve bu madde uyarınca taşınmazın teslim edilmesini müteakip inşaat ruhsatını alacaktır.
Sözleşmenin 9.1. Maddesi: yükleniciden kaynaklanmayan nedenlerle inşaat ruhsatının alınamaması halinde işbu sözleşme geriye dönük olarak sona erecek olup tarafların hiçbir tanzim talep hakkı bulunmamaktadır.
SÖZLEŞMENİN GEÇERLİLİĞİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME:
Öncelikle, şekle ilişkin herhangi bir noksan içermeyen işbu sözleşmenin ilk bakışta geçersizliğinden söz edilemez. Zira sözleşme serbestisi ilkesi kapsamında, taraf iradeleri örtüşmek suretiyle, noter huzurunda şekle uygun olarak tanzim edilmiştir. Tarafımızca alıntılanan maddeler sözleşmenin bütünüyle birlikte değerlendirildiğinde bahse konu kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenicinin tapu tahsis belgesine ilişkin masrafları ödemekle yükümlendiği, ilgili idarelerde işlem yapmak üzere tapu tahsis belgeli arsa sahibi tarafça yükleniciye vekalet verildiği anlaşılmaktadır. İlaveten, sözleşmenin 9.1. maddesinde inşaat ruhsatı alınamadığı takdirde sözleşmenin geriye etkili olarak sona ereceği ve tarafların tazminat talepleri olmayacağı kararlaştırılmıştır. Tapu tahsis belgesi ile inşaat ruhsatı alınması hukuken mümkün değildir. Bu husus göstermektedir ki, tapu tahsis belgesine ilişkin müracaatın idari süreç içerisindeki aksaklıklar dolayısıyla olumsuz sonuçlanması halinde inşaat ruhsatı da alınamayacağı ihtimali hesaba katılarak bu madde ihdas edilmiştir. Yargıtay’ın tarafımızca alıntılan, tapu tahsis belgesine istinaden akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçersizliğine hükmettiği kararlarında, tapu tahsis belgesi ‘tapuya çevrilmeden’ inşai faaliyet başlamıştır. Dolayısıyla baştaki objektif imkansızlık giderilmemiştir.
Tarafımızca alıntılanan, Yargıtay 15. HD., E. 2011/7525 K. 2012/7157 T. 15.11.2012 tarihli kararında tapu tahsis belgesine istinaden akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin akdedildiği sırada objektif imkansızlıkla malul olduğu saptanmış olup somut olay özelinde geçici objektif imkansızlığın giderildiği hallerde edimin ifası önünde engel kalmayacağı hükme bağlanmıştır. Sözleşmenin alıntılanan maddeleri taraflarca başlangıçtaki objektif imkansızlığın giderileceği yönünde iradelerin örtüştüğünü göstermektedir.
SONUÇ:
Beyoğlu 39. Noterliği, 23.11.2017 tarih, 17381 yevmiye nolu sözleşmenin geçerliliği yukarıda izah edilen ilkeler doğrultusunda somut olayın koşullarına göre belirlenecektir. Ayrıca geçersizliği ileri sürme hakkı sözleşmenin taraflarına aittir. Somutlaştırmak gerekirse, yüklenicinin tapu tahsis belgesinin ‘tapu belgesine çevrilmesi’ için gerekli harcamaları yaptığı, inşaat ruhsatını aldığı ancak daire teslimini sözleşmede belirlenen sürede yapmadığı varsayımında olay yargıya intikal ettiğinde başlangıçta tapu tahsis belgesine dayalı sözleşme mevcut olduğundan bahisle sözleşmenin geçersizliğine hükmedilmeyecek olup uyuşmazlık konusu hakkında incelemeye girişilecektir. İkinci bir ihtimalde, tapu tahsis belgesine dayalı sözleşmeyle baştaki objektif imkansızlık hali giderilmeden inşai faaliyete başlandığı ve dairelerin geç teslim edilmesi dolayısıyla gecikme tazminatı talep edildiğinde ilk etapta mahkemece sözleşmenin geçersizliğine hükmedilecektir. Dolayısıyla somut olayın koşulları belirleyici olmaktadır.
SÖZLEŞMENİN GEÇERSİZLİĞİNE DAYALI OLARAK 3. KİŞİ TAPU TAHSİS BELGELİ ARSA SAHİBİ TARAF İLE YENİ BİR SÖZLEŞME AKDEDİLEBİLİR Mİ?
Yüklenici tarafın, tapu tahsis belgesinin tapuya çevrilmesiyle ilgili yükümlülüklerine uymaması dolayısıyla inşaat ruhsatı alınamıyorsa, yüklenici tarafın yükümlülüklerine aykırı davranması dolayısıyla arsa sahibi taraf nezdinde mağduriyet doğuyorsa arsa sahibi tarafından sözleşmenin geçersizliğinin dava yoluyla ileri sürülmesi gerekir. Arsa sahibi tarafça dava ikame edildiği varsayımında, yukarıda alıntılanan kararlar doğrultusunda tapu tahsis belgesine dayalı sözleşmenin geçersizliğine hükmedileceği kanaatindeyiz. Dolayısıyla, bu tespit akabinde koşullar sağlanmak suretiyle tapu tahsis belgesi sahibi taraf ile yeni bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilebileceği yönünde görüş bildirmekteyiz.
İkinci bir ihtimalde, yüklenici tarafın sözleşmeye dayalı yükümlülüklerini yerine getirmediği durumda, tapu tahsis belgesinin mülkiyet belgesi olmadığı gerekçesiyle geçersiz olan sözleşme arsa sahibi tarafça yok sayılarak ve sözleşmenin geçersizliğinin tespiti dava yoluyla ileri sürülmeden yeni bir kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilebilir. Ancak bu halde yüklenici tarafça arsa sahibi taraf aleyhine ikame edilecek olası bir davada sözleşmenin geçersizliğinin ve yüklenici tarafın yükümlülüklerine aykırı davrandığının ispatı davalı taraf üzerinde olacaktır. Yargısal yolla sözleşmenin geçersizliğinin tespit edilmesi ve akabinde yeni bir kat karşılığı sözleşme akdedilmesi anılan gerekçelerle daha sağlıklı olacaktır.
ALINTILANAN YARGITAY KARARLARI:
Yargıtay 15. HD., E. 2008/7698 K. 2009/6568 T. 04.12.2009
Yargıtay 15. HD., E. 2008/5199 K. 2009/285 T. 23.01.2009
Yargıtay 23. HD., E. 2013/526 K. 2013/2474 T. 16.04.2013
Yargıtay 23. HD., E. 2017/3131 K. 2018/540 T. 26.2.2018
Yargıtay 15. HD., E. 2011/7525 K. 2012/7157 T. 15.11.2012