TESADÜFİ DELİL
CMK m.138 tesadüfi delil başlığını taşımaktadır. Düzenleme kapsamında birincisi adli arama ve el koyma ikincisi de telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesine ilişkin tesadüfi delillerle karşılaşılması durumunda nasıl hareket edilmesi gerektiğine yer verilmiştir.
Tesadüfen elde edilen deliller
Madde 138 – (1) Arama veya el koyma koruma tedbirlerinin uygulanması sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ancak, diğer bir suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir. (2) Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhâl bildirilir.
Tesadüfi delil, söz konusu işlemle aydınlatılmaya çalışılan suç dışında bir başka suça ilişkin delile verilen addır. Dolayısıyla herhangi bir arama veya el koyma işlemi sırasında arama ya da el koymanın konusu ya da amacı bakımından tespit edilen suç dışında bir başka suç ile ilgili delil elde edildiğinde buna tesadüfi delil denilmektedir. Benzer şekilde telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında telekomünikasyonun denetlenmesi kararına konu olan suç dışında bir başka suçun işlendiğine ilişkin delil elde edildiği durumlarda da bu delile tesadüfi delil denilmektedir. Yargıtay uygulaması tesadüfi delili sadece delilin farklı bir suça ilişkin olması durumu ile sınırlı görmemektedir. Yargıtay’a göre başka bir kişiye ilişkin delil elde edilmesi durumunda da yani şüpheli veya sanık dışında başka bir kişinin işlediği bir başka suça ilişkin delil elde edilmesi durumunda bunları da tesadüfi delil denilmektedir. Öğretinin bir kısmı bu görüşe iştirak etmemektedir fakat düzenlemenin lafzına bakıldığı zaman kovuşturma ile ilgisi olmayan diğer bir suç işlendiği şüphesinin uyandırılabileceğini söylemektedir. Benzer şekilde ilgisi olmayan ancak suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek delil denilmektedir. Dolayısı ile şüphelinin veya sanığın kim olduğundan bağımsız olarak soruşturma veya kovuşturmanın konusu suç dışında bir başka suça ilişkin delil elde edildiği durumlarda tesadüfi delilin varlığından bahsedilmektedir.
Arama veya el koyma işlemi sırasında bu biçimde bir tesadüfi delil elde edildiğinde eğer arama el koyma hukuka uygun ise bu deliller muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet savcısına bildirilir. Dolayısı ile bu delilin kullanılması konusunda herhangi bir engel yoktur.
Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında tesadüfi delil bakımından sıkıntılı husus telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesinin bünyesinde katalog barındıran bir koruma tedbiri olmasıdır. Yani telekomünikasyonun denetlenmesi sadece belirli suçlarda uygulanabilen bir koruma tedbiridir. Dolayısıyla elde edildiği durumlarda öncelikle bakılması gereken husus ortaya çıkan yeni delilin ilişkili olduğu suçun katalog da yer alan suçlardan birisi olup olmadığıdır. Eğer bu suç katalogda yer alan bir suç ise bu durumda muhafaza altına alınır ve Cumhuriyet savcısına bildirilir. Dolayısıyla bu yeni suça ilişkin olarak elde edilen delillerin kullanılması mümkündür ve hukuka uygundur. Katalog dışında bir suçla ilgili delil elde edildiği durumlarda ne yapılacağına ilişkin öğretide durum tartışmalıdır. Bir grup dinleme hukuka uygun olduğuna göre bu delilin de hukuka uygun bir delil olduğunu ve kullanılabileceğini savunmaktadır. İkinci bir grup ise katalogda yer almadığına göre bu delilin kullanılabilmesi imkanının olmadığını savunur. Üçüncü görüş ise delilin ilişkili olduğu suç her ne kadar katalogda yer almasa da dinlemeyi, kayda almayı vs. tutanağa aktarma işini gören kolluk görevlileri, böyle bir suçun işlendiği bilgisini aldıklarını cümle savcısına bildirmek ve yükümlü olduğunu savunmaktadır. Yargıtay uygulaması da delilin ilişkili olduğu suç katalogda yer almıyorsa bu delilin kullanılması imkânı yoktur şeklindedir.
Bir delilin kullanılıp kullanılamaması ile bir suça ilişkin soyut bilginin kullanılıp kullanılamaması birbirinden bağımsız şeylerdir. Kolluk görevlisi örneğin yağma suçundan yapılan bir soruşturmada gerçekleştirilen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında şüphelilerden birisinin eşine karşı yaralama fiilini işlediğini öğrendiğinde (şikâyete bağlı almadığı için eş denilmiştir) bunu bir tutanağa bağlayarak savcılığa bildirmekle yükümlüdür. Ancak eşini yaraladığına ilişkin telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi suretiyle elde edilmiş kayıt, yaralama sebebiyle açılan soruşturmada delil olarak kullanılamaz.
Av. Hazal TÜZÜN
Kaynak:
Ceza Muhakemesi Hukuk Başvuru Kitabı, Prof. Dr. Ayşe NUHOĞLU, Prof. Dr. Feridun YENİSEY
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Serdar Talas Ders Notları,
Ceza Muhakemesi Hukuku Kitabı, 12.. Baskı, Doç. Dr. Neslihan Öztürk, Prof. Dr. Cumhur Şahin